Sözlü Vasiyetname

Vasiyetname tek taraflı bir hukuksal işlem olup Türk Medeni Kanun’unun Dördüncü Ayrımında Ölüme Bağlı Tasarrufların Şekilleri başlığında madde 351’de düzenmiş olup, bu maddeye göre, ‘‘Vasiyet, resmî şekilde veya miras bırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir.’’ diyerek hüküm altına almıştır. Madde hükmünden açıkça anlaşılacağı üzerine vasiyetname 3 şekilde gerçekleşebilir. Bunlardan ilki resmi vasiyetname, ikincisi el yazısı vasiyet name üçüncüsü sözlü vasiyetnamedir. Bu yazımız da Sözlü Vasiyetnameyi ele alacağız.
El Yazılı Vasiyetname Türk Medeni Kanunu’nun 539’ncu ile 541’nci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Miras bırakan yakın ölüm tehlikesi, ulaşım kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyetname yapabilir. Sözlü vasiyetnamede kişi son arzularını ifade etmektedir. Sözlü vasiyetnamede miras bırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırma görevini yükler.
Resmi vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.
Miras Bırakan Tarafından Görevlendirilen Tanıklar
Miras bırakan tarafından görevlendirilen tanıkların iki seçimlik hakkı bulunmaktadır. Bunlardan:
- Miras bırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve miras bırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.
- Tanıklar, daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup yukarıdaki hususları beyan ederek miras bırakanın son arzularını bir tutanağa geçirtebilirler.
Hâkim Yerine Geçecek Kişiler
Medeni Kanun madde 540’ın 3. Fıkrasında hâkim yerine geçecek kişileri düzenlemiştir. Bunlar:
- Askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay;
- Ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi;
- Sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçecektir.
Hükümden Düşme
Miras bırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer. Buradaki bir aylık süre hak düşürücü bir süredir.
İlgili Yargıtay Kararı
Sözlü vasiyetnamede, vasiyet iki tanığın huzurunda gerçekleşmelidir. Bunun yanı sıra tanıklar vakit geçirmeksizin vasiyetçinin son arzularını bir sulh veya asliye mahkemesine vermelidirler.
Somut olayda; miras bırakan hastanede tedavi gördüğü sırada 23.03.2011 tarihinde kroner yoğun bakımda iken ölmüştür. İptali istenen vasiyetnameler 28.03.2011 tarihinde dava dışı…tarafından düzenlenmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi vasiyetname ile ilgili…. Hukuk Mahkemesinde görülen …. “Davalının vekili vasıtasıyla” 30.03.2011 tarihinde mahkemeye vasiyetnamenin okunması ile ilgili başvurulmuştur.
Mahkemece tanık olarak dinlenen …. Murisle aynı odada yattığını “davalı dışında kimsenin kendisiyle ilgilenmediğini ve 10.000 TL parasını …. Gecekondusunu öldükten sonra davacıya bırakacağını söylediğini ifade etmiştir.
Diğer tanık da, tanık …. “Murisin bu şekilde söylediğini duyduğunu” ifade etmiştir.
Tanık beyanları karşısında; TMK 539.maddesine göre son arzularının “iki tanığa anlatılması ve görevlendirilmesi” şartı olayda gerçekleşmemiştir. Muris yalnızca tanık …bildirmiştir.
Bundan ayrı olarak, murisin vefatından 7 gün sonra davalının vekili aracılığı ile mahkemeye başvurulmuş olup, TMK 540.maddesi uyarınca sözlü vasiyet tanıkları, “vakit geçirmeksizin” vasiyetnameyi “birlikte” mahkemeye vermek ya da durumu hâkime beyan ederek tutanak düzelttirmekle yükümlüdür. Bu kural vasiyetnamenin geçerliliğine ilişkin bir emredici hüküm olup, amacı çeşitli sebeplerle mirasçılarının haklarının ziyanını önlemektir. Miras bırakan 23.03.2011 tarihinde ölmüştür, vasiyetname ise 5 gün sonra düzenlenmiş, 7 gün sonra ve tanıklarca değil davalının vekili aracılığı ile mahkemeye tevdi edilmiştir.
Bu durum, yasada öngörülen ve “tanıkların ikisi birlikte” ve “vakit geçirilmeksizin” hükmü ile bağdaştırılamaz. (Yargıtay 3. H.D. 19.12.2013 gün 2013/15175 E. 2013/18291 K. sayılı ilamı)